09:00 - 18:00

Pazartesi - Cuma

+90 212 466 51 65

Bizimle İletişime Geçin

HAKKIMIZDA

HAKKIMIZDA

“En büyüğü değil en iyisi olmaya çalışıyoruz”

İstanbul’da 2001 yılında Ercüment Güvercin tarafından kurulan Güvercin Hukuk Bürosu, kurulduğu günden itibaren hukukun çeşitli dallarında üstün kalitede dava takip ve danışmanlık hizmeti vermektedir.

“En büyüğü değil en iyisi olmaya çalışıyoruz”

          İstanbul’da 2001 yılında Ercüment Güvercin tarafından kurulan Güvercin Hukuk Bürosu, kurulduğu günden itibaren hukukun çeşitli dallarında üstün kalitede dava takip ve danışmanlık hizmeti vermektedir.  

         Güvercin Hukuk Bürosu üstün kaliteli hukuki danışmanlık verebilmek için işe göre kurgulanan standart hukuki süreç yönetimi anlayışından ayrışarak müvekkilin ihtiyacına göre özel zaman ayırarak hukuki hizmet üretimi ayırımına gitmiştir.

        Bugün, geniş bir çerçevede hukuk hizmeti veren  Güvercin Hukuk Bürosu, en verimli şekilde çözüme ulaşmak amacıyla çalışma alanlarına göre uzmanlaşmış  kişi ve kuruluşlar ile birliği içerisinde süreç yönetimi gerçekleştirmektedir.

       Bunun yanında Güvercin Hukuk Bürosu olarak ve hukuk dünyasındaki güncel gelişmeleri takip ederek yalnızca var olan sorunlara çözüm üretmek dışında, sorunları ortaya çıkmadan engellemeyi hedeflemekteyiz. Güvercin Hukuk Bürosu, saygın ulusal ve uluslararası kurum ve kuruluşlarda geniş bir iş ağına sahiptir. Güvercin Hukuk Bürosu olarak müvekkillerin hukuki sorunlarını benimseyerek saygın ulusal ve uluslararası kurum ve kuruluşlarda sonuç odaklı yaklaşımla vekalet ilişkisini yürütülmektedir.

VİZYON

MÜVEKKİLİN İŞ YAPTIĞI COĞRAFYALARDA ETKİN HUKUKİ TAKİP 

MİSYON

BÖLGESEL ORGANİZASYONLAR İLE İŞBİRLİĞİ

EKİBİMİZ

Ercüment Güvercin

Ercüment Güvercin

AVUKAT

Faaliyet Alanı

 

Avrupa Birliği, dünya üzerindeki en büyük bütünleşmiş ekonomi ve ticaret bloku olup hem birliğe gelen hem de birlikten dışarıya yapılan uluslararası yatırımlarda birinci sırada yer almaktadır. AB’nin 28 Üye Ülkesi, dünya ithalat ve ihracatının ’sını gerçekleştirmektedir (2014). Dolayısıyla AB, dünya ekonomisinin ana sütunu olarak konumunu korumakta olup aynı zamanda da dünya üzerindeki en açık ekonomilerden biridir. Günümüzde Avrupa Birliği, dünya genelinde birçok farklı ortakla derin ve kapsamlı serbest ticaret anlaşmaları yapma fikri benimsemiştir. Bu anlaşmalar nedeni ile birlik tarafından öncelikli olarak belirlenen politikalar diğer ekonomi temelli hareketlerinde de esastan etkileyicisi olmaktadır.  Birlik tarafından öncelikli olarak belirlediği politikaların uygulanması için ayrılan kaynaklardan faydalanmak isteyen birlik üyesi olmayan ülkelerde birliğin politikalarını uygulamak için belirlediği kuralları hızla iç hukuk kuralı olarak benimsenmektedir.

Avrupa Birliği tarafından iklim değişikliği ile mücadele kapsamında açıklanan sıfır karbon emisyonu hedefi bir diğer ekonomik girişim olan kuşak yol girişimi tarafından hemen benimsenmiştir. Zira Avrupa Birliği tarafından açıklanan “yeşil mutabakat” isimli projede “sınırda karbon vergisi” uygulaması getirileceği açıklanmıştır. Avrupa Birliğinin sınırda karbon vergisi uygulaması ve bunun sonucunda sağlayacağı kaynağı iklim değişikliği ile mücadelede teknoloji üreten şirketlere aktaracağı açıklaması ve programın 50 yıl sürecek bir zaman aralığını kapsaması şirketler açısından eşsiz bir büyüme iklimi yaratacağı ortadadır. Bunun yanında Avrupa Birliği bu kaynaktan faydalanmak isteyen şirketlerin en az 3 şirket olacak şekilde bir araya gelinmesi ve bu şirketlerin birlik dışı da dahil olmak üzere 3 ayrı ülkeden olma zorunluluğu getirmiş olmasının doğal sonucu uluslararası ortaklıkların kurulmasıdır.

Bunun yanında tam üyelik müzakere sürecinde olan ülkemize  Avrupa Birliği rekabet gücü alanında katılım öncesi yardım aracı kapsamında çok yıllı operasyonel programlar aracılığıyla finansman sağlamaktadır. Bu sayede ülkemizde üretkenliği artırarak ve sanayileşmeye ivme kazandırarak, ihracata yönelik, özel sektör öncülüğünde rekabetçi bir üretim yapısı geliştirmeyi amaçlanılmaktadır. Avrupa Birliği bu hedefi gerçekleştirmek için, imalat sektöründe faaliyet gösteren KOBİ'ler, turizm, yaratıcı endüstriler, sosyal inovasyon, araştırma ve geliştirme, teknoloji aktarımı ve ticarileşmeye odaklanmaktadır.

Avrupa Birliğinin iklim değişikliği ile mücadele kapsamında açıkladığı “yeşil mutabakat” yanında tam üyelik müzakereleri sürecinde ülkemize sağladığı imkanlar, gümrük birliği ve karbon ayak izi hesaplamasına lojistik maliyeti de eklenmesi nedeni ile bir çok uluslararası şirket ülkemizi bölgesel üretim ve İstanbul’u ise bölgesel yönetim üssü olarak seçmektedir.

Buna ek olarak Avrupa Birliği tarafından kuşak yol girişimi alternatifi olarak açıklanan “küresel geçit programı” ve ABD tarafından açıklanan “yeniden daha yeşil inşaa etmek” şeklindeki iklim taahhüdü Dünyanın ihtiyaç duyduğu 40 Trilyon dolarlık  alt yapı yatırımlarının hızlanarak yapılacağı anlamına gelmektir. Avrupa Birliği “küresel geçit programı” kapsamında sınırımızın hemen yanı başında yer alan Doğu Avrupa ülkeleri alt yapısına öncelikle kaynak ayıracağını açıklaması ülkemiz ekonomisi ve şirketleri açısından önemli bir fırsat iklimi oluşturmaktadır.

Tüm bu ekonomik gelişmeler sonucunda başlayan ultra rekabet çağında kendi aralarındaki yaşanacak çıkar çatışmalarında uluslararası şirketler uyuşmazlık çözüm yöntemi olarak dostane çözüm yolları ile çıkan problemleri hızla çözüme kavuşturulacak olsa da şirketler açısından bir yandan Avrupa Birliğinin diğer yandan ABD nin Çin’in “kuşak yol” projesinden farklı olarak değer yargılarını koruyarak kaynak sağlanacağını açıklaması ve bahsi geçen değer yargılarının karşılığı  olan hukuk normlarının devletlerce oluşturulan uluslararası teşkilatlarca kodifiye edilmesi ve hızla yerel mevzuata aktarılması nedeni ile KOBİ lerce bir yandan  bu sürekli güncellenen mevzuata uyum sağlamak diğer yandan da bir tarafı kamu olan altyapıya ilişkin uluslararası kontratlarda alt taşeron olarak üst firmalarında beklentilerini karşılayacak şekilde denge bulmak ve sözleşmelere taraf olmak yanında imalat tarafında üretimde sıfır karbon emisyonu hedefi nedeni ile şirket satın alma ve birleşmelerin hızlanması yanında karbon ayak izi nedeni ile yeni çıkacak vergi mevzuatına da uyum sağlamak gibi oldukça teknik uzmanlıklar gerektiren zorluklara çözüm üretilmek zorunda kalınacaktır.

Avrupa Birliği politika ve hedeflerini gerçekleştirmek için “yeşil mutabakat” belgesi doğrultusunda yapacağı yeni düzenlemeler nedeni ile ortaya çıkacak yükümlülükler başta olmak üzere KOBİ’lerin ultra rekabet çağında kendilerine sağlanan imkanlardan faydalanması ve büyümesi için gerekli olan uzmanlıklara erişebilmeleri için ofisimizde değişik alanlarda deneyim sahibi uzmanlar ile ihtiyaca yönelik çalışma grupları oluşturulmuştur.